Geçtiğimiz haftalarda World of Warcraft evreninin tarihini anlatan yazı dizimizi sonlandırdığımızı belirtmiştim (Hala okumadıysanız, sitemizin üstünde yer alan arama kısmından "World of Warcraft Tarihi" olarak aratıp bulabilirsiniz). Şimdi ise sizlere World of Warcraft evreninde önemli yerlere sahip karakterlerin geçmişlerini daha detaylı olarak sunmaya devam ediyorum.
Bir önceki hafta Illidan Stormrage'in hikayesine başlamıştık. Şimdi ise bu hikayenin devamıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Illidan 10 bin yıl boyunca ışıksız bir hapisanede çürüdü. Califax ismindeki Ormanın Koruyucuları’ndan biri ve gece elflerinden oluşan (ki içerisinde Maiev Shadowsong’un da bulunduğu) bir grup askeri birlikle birlikte İhanet Eden’in gardiyanlığını yaptılar. Illidan’ın salıverilmesi, beklenmedik bir şekilde Tyrande’nin ellerinden olacaktı. Kendisi gece elfi korumaları öldürerek Illidan’ı Lejyon’a karşı kullanmayı planlıyordu. Binlerce yıllık beklemeden sonra Tyrande’ye olan aşkı bitmeyen Illidan, yardım etmeyi kabul etti. Lejyon’u geri püskürtecek ve gece elflerinden sonsuza dek ayrılacaktı.
Malfurion, Illidan’ın salıverilmesinin katastrofik bir hata olduğunu düşünerek, Tyrande’nin kararına karşı çıktı. Kardeşinin değişmediğini görerek sinirlenen ve iblislerin kendisini tutamayacağını ona kanıtlamak isteyen Illidan, Malfurion’u arkada bıraktı ve bir grup gece elfi gücüyle Lejyon’u avlamak için Felwood’a girdi. Felwood’dayken Lich King’in şampiyonu Arthas’la karşılaştı ve dövüştüler. Eşit derecede güçlülerdi ve dövüşçüler bir çıkmaza girdiler. Illian dövüşü bıraktı ve Arthas’ın kendisini neden takip ettiğini bilmek istediğini söyledi. Arthas açık bir şekilde ona Felwood’u mahveden iblisvari Gul’dan’ın Kafatası’ndan bahsetti. Ona eğer bu eşya yok edilirse, ormanların mahvoluşu sonlanacağını da belirtti. Illidan’ın yemi yutmasından emin olmak için Arthas, Kafatası’nın gücünden hiç bahsetmedi. Her ne kadar Illian, Arthas’a güvenmemiş olsa da Kafatası’nı ve onun gücünü merak ediyordu.
Büyük bir İblis Geçidi, Illidan ve güçlerinın Gul’dan’ın Kafatası’na ulaşması için engel teşkil ediyordu ve cesurca savaşmaları gerekiyordu. İhtiyaç tarafından yönlendirilen ve daha fazla güçle birlikte nihayet Tyrande’nin gözüne girebileceği inancından ilham alan Illidan, şeytani mührü kırdı ve Kafatası’nın güçlerini kendisi için kullandı. Kuvveti buldu, ancak bundan daha fazla tehlikeli güç de ona bir anda sunulmuş oldu. Kafatası’nın kontrolü için yapılan savaş, büyük bir bedelle geliyor ve Kafatası’nın güçleri onu değiştiriyordu. Bir iblise dönüşen Illidan, kendini gölgeyle sardı ve nihayetinde Tichondrius ve iblis güçlerini yok etti. Ancak zaferle birlikte yıkım da geldi. Tyrande ve Malfurion, Illidan’dan yayılan iblisvari gücü hissettiler ve ona acıma ve iğrenme duygusuyla sırtlarını döndüler. Malfurion kardeşini yerden yere vurdu ve Illidan’ın ruhunu daha fazla güç için sattığına ikna oldu. Hiddetlenen Malfurion, kardeşini ormanlardan sürgüne yolladı.
Kendi fedakarlığının ve çabasının takdir edilmediğini hisseden Illidan, “Öyle olsun…kardeşim” dedi ve gece elflerinin topraklarını terketti.
Sadakatliler
Lejyon’un yenilgisinden sonra Illidan, Kil’jaeden tarafından ziyaret edildi. Kendisi her ne kadar Illidan’ın Lejyon’la olan kötü geçmişini farketmişse de, kendisine onlara hizmet etmek için son bir şans tanıdı. Illidan’a Donuk Taht’ı bulmasını ve yok etmesini söyledi. Ner’zhul, Kil’jaeden’ın kontrol etmesi için fazla güçlü olmuştu ve Illidan’ın onu bu denklemden, hayal ettiği güç ve sihir karşılığında silmesi gerekiyordu. Kil’jaeden kendisine bu görevde yardımcı olması için Kil’jaeden’ın Küresi’ni verdi.
Illidan, Gul’dan’ın büyülü kafatasını kullanarak, warlock’un hafızalarına sahip oldu ve aklına bir plan geldi, ancak kendisine yardım etmesi için müttefiklere ihtiyacı vardı. Bazı eski dostlarının yardımını almaya karar verdi.
Illidan naga’ları yüzeye çağırdı. Eskiden Azshara’nın quel’dorei hizmetkarları olan naga’lar, Büyük Ayrılık’ta koptukları gece elflerinden ve diğer karadayürüyen ırklardan intikam almaya hazırdılar. Azshara özel hizmetkarı Leydi Vashj’ı irtibat kurması için yolladı. Illidan’ın sihir yeteneğine saygı duyan Vashj, bu ittifak teklifini kabul etti ve ardından sonrasında “Illidan’ın Nagası” olarak bilinenleri yönetmeye başladı. Ancak Illidan’ın peşinde halen sorun çıkaran gardiyan Maiev Shadowsong vardı. Maiev onu Kalimdor boyunca takip etmişti. Ardından Illidan, Illidan’ın Hizmetkarları olarak da bilinen bir grup satyr’la ittifak kurdu. Ardından onu koruyan naga ve satyr’larla birlikte Nendis limanına ilerledi. Maiev furbolg’ları ve Illidan’ın kuvvetlerini yendi, ancak limana ulaştığında, Illidan çoktan bir tekneyi kaçırmış ve denize açılmıştı. Bir grup naga da geride kalmış ve diğer gemileri yakmıştı. Böylelikle Illidan’ı takip etme imkanı kalmamıştı.
Yanıbaşında yüzen naga’larla birlikte Illidan, Kırık Adalar’da – Suramar’dan geriye kalan enkazda (ironiktir ki Illidan’da Suramar’da büyümüştü) kıyıya çıktı. Burası aynı zamanda Gul’dan ve warlock’larının 20 yıl önce deniz tabanından yükselttiği ve Sargeras’ın Lahti’nin bulunduğu yerdi.
Bir önceki hafta Illidan Stormrage'in hikayesine başlamıştık. Şimdi ise bu hikayenin devamıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Illidan 10 bin yıl boyunca ışıksız bir hapisanede çürüdü. Califax ismindeki Ormanın Koruyucuları’ndan biri ve gece elflerinden oluşan (ki içerisinde Maiev Shadowsong’un da bulunduğu) bir grup askeri birlikle birlikte İhanet Eden’in gardiyanlığını yaptılar. Illidan’ın salıverilmesi, beklenmedik bir şekilde Tyrande’nin ellerinden olacaktı. Kendisi gece elfi korumaları öldürerek Illidan’ı Lejyon’a karşı kullanmayı planlıyordu. Binlerce yıllık beklemeden sonra Tyrande’ye olan aşkı bitmeyen Illidan, yardım etmeyi kabul etti. Lejyon’u geri püskürtecek ve gece elflerinden sonsuza dek ayrılacaktı.
Malfurion, Illidan’ın salıverilmesinin katastrofik bir hata olduğunu düşünerek, Tyrande’nin kararına karşı çıktı. Kardeşinin değişmediğini görerek sinirlenen ve iblislerin kendisini tutamayacağını ona kanıtlamak isteyen Illidan, Malfurion’u arkada bıraktı ve bir grup gece elfi gücüyle Lejyon’u avlamak için Felwood’a girdi. Felwood’dayken Lich King’in şampiyonu Arthas’la karşılaştı ve dövüştüler. Eşit derecede güçlülerdi ve dövüşçüler bir çıkmaza girdiler. Illian dövüşü bıraktı ve Arthas’ın kendisini neden takip ettiğini bilmek istediğini söyledi. Arthas açık bir şekilde ona Felwood’u mahveden iblisvari Gul’dan’ın Kafatası’ndan bahsetti. Ona eğer bu eşya yok edilirse, ormanların mahvoluşu sonlanacağını da belirtti. Illidan’ın yemi yutmasından emin olmak için Arthas, Kafatası’nın gücünden hiç bahsetmedi. Her ne kadar Illian, Arthas’a güvenmemiş olsa da Kafatası’nı ve onun gücünü merak ediyordu.
Büyük bir İblis Geçidi, Illidan ve güçlerinın Gul’dan’ın Kafatası’na ulaşması için engel teşkil ediyordu ve cesurca savaşmaları gerekiyordu. İhtiyaç tarafından yönlendirilen ve daha fazla güçle birlikte nihayet Tyrande’nin gözüne girebileceği inancından ilham alan Illidan, şeytani mührü kırdı ve Kafatası’nın güçlerini kendisi için kullandı. Kuvveti buldu, ancak bundan daha fazla tehlikeli güç de ona bir anda sunulmuş oldu. Kafatası’nın kontrolü için yapılan savaş, büyük bir bedelle geliyor ve Kafatası’nın güçleri onu değiştiriyordu. Bir iblise dönüşen Illidan, kendini gölgeyle sardı ve nihayetinde Tichondrius ve iblis güçlerini yok etti. Ancak zaferle birlikte yıkım da geldi. Tyrande ve Malfurion, Illidan’dan yayılan iblisvari gücü hissettiler ve ona acıma ve iğrenme duygusuyla sırtlarını döndüler. Malfurion kardeşini yerden yere vurdu ve Illidan’ın ruhunu daha fazla güç için sattığına ikna oldu. Hiddetlenen Malfurion, kardeşini ormanlardan sürgüne yolladı.
Kendi fedakarlığının ve çabasının takdir edilmediğini hisseden Illidan, “Öyle olsun…kardeşim” dedi ve gece elflerinin topraklarını terketti.
Sadakatliler
Lejyon’un yenilgisinden sonra Illidan, Kil’jaeden tarafından ziyaret edildi. Kendisi her ne kadar Illidan’ın Lejyon’la olan kötü geçmişini farketmişse de, kendisine onlara hizmet etmek için son bir şans tanıdı. Illidan’a Donuk Taht’ı bulmasını ve yok etmesini söyledi. Ner’zhul, Kil’jaeden’ın kontrol etmesi için fazla güçlü olmuştu ve Illidan’ın onu bu denklemden, hayal ettiği güç ve sihir karşılığında silmesi gerekiyordu. Kil’jaeden kendisine bu görevde yardımcı olması için Kil’jaeden’ın Küresi’ni verdi.
Illidan, Gul’dan’ın büyülü kafatasını kullanarak, warlock’un hafızalarına sahip oldu ve aklına bir plan geldi, ancak kendisine yardım etmesi için müttefiklere ihtiyacı vardı. Bazı eski dostlarının yardımını almaya karar verdi.
Illidan naga’ları yüzeye çağırdı. Eskiden Azshara’nın quel’dorei hizmetkarları olan naga’lar, Büyük Ayrılık’ta koptukları gece elflerinden ve diğer karadayürüyen ırklardan intikam almaya hazırdılar. Azshara özel hizmetkarı Leydi Vashj’ı irtibat kurması için yolladı. Illidan’ın sihir yeteneğine saygı duyan Vashj, bu ittifak teklifini kabul etti ve ardından sonrasında “Illidan’ın Nagası” olarak bilinenleri yönetmeye başladı. Ancak Illidan’ın peşinde halen sorun çıkaran gardiyan Maiev Shadowsong vardı. Maiev onu Kalimdor boyunca takip etmişti. Ardından Illidan, Illidan’ın Hizmetkarları olarak da bilinen bir grup satyr’la ittifak kurdu. Ardından onu koruyan naga ve satyr’larla birlikte Nendis limanına ilerledi. Maiev furbolg’ları ve Illidan’ın kuvvetlerini yendi, ancak limana ulaştığında, Illidan çoktan bir tekneyi kaçırmış ve denize açılmıştı. Bir grup naga da geride kalmış ve diğer gemileri yakmıştı. Böylelikle Illidan’ı takip etme imkanı kalmamıştı.
Yanıbaşında yüzen naga’larla birlikte Illidan, Kırık Adalar’da – Suramar’dan geriye kalan enkazda (ironiktir ki Illidan’da Suramar’da büyümüştü) kıyıya çıktı. Burası aynı zamanda Gul’dan ve warlock’larının 20 yıl önce deniz tabanından yükselttiği ve Sargeras’ın Lahti’nin bulunduğu yerdi.