Greatking
Admin
- Katılım
- 11 Yıl 9 Ay 12 Gün
- Mesajlar
- 932
- Tepkime puanı
- 199
- Puanları
- 43
- Discord
- greatking
- Cinsiyetiniz
- Bay
- Şube
- Bursa

Selamlar Kalradya Savaşçıları!
Yüz yıl önce, İmparatorluk doğuya doğru genişleyerek kıtanın merkezinde engin çim denizleriyle buluştu. Bunun ötesinde, lejyonların yağmalayabilecekleri tarım arazisi kalmadığından daha fazla fetih gerçekleşmeyecekti. Dağınık at klanlarının güçlü bir tehdit oluşturmadıklarından emin, son kazandıkları bozkırların ucunda büyük ticaret şehirlerini güçlendirmişlerdi. Kuzaitler, Nacaghanlar, Arkitler, Kergitler, Karakergitler gibi imparatorluk adamları, bir önderi rüşvetle bir diğerine düşürmek ya da bir şişe zehir ile yükselen bir hanı ortadan kaldırmak gerekli olmadıkça çeşitli klan ve halkların adlarını öğrenmeye bile tenezzül etmezlerdi.
Bozkır klanları, İmparatorluğun kendileri ile nasıl oynadığının gayet farkındaydılar. Ancak birbirlerini kıskanıyorlardı ve prenses bir gelin gibi imparatorluk ünvanları ya da bir sandık dolusu altın, prestij ve önceliğe yönelik bitmez tükenmez mücadelelerinde kendilerine az da olsa bir avantaj sağlayabilirdi. Baskınlar yaptılar, ticaret yaptılar, bozkırdan geçen karavanları “korumak” için koruma parası aldılar ve fetih oyununu yerleşik halklara bıraktılar. İki nesil önce, doğuya çok uzak bir şey oldu – belki rüzgarların yönünde bir değişiklik veya korkunç ancak uzaklarda bir fatih – ve at klanları harekete geçirildi. Yeni klanlar, yeni yerler arayışı ile batıya ilerledi. Ortada ezilmeye boyun eğmeyen, imparatorluğa yakın klanlar, Kuzait Urkhunları altında bir ittifak kurdular. İmparatorluğun aşırı güven dolu olduğu bir anı yakaladılar. Bir lejyon kuvveti yok edildi, ticaret şehirleri teslim oldular ve Urkhun ittifakı hanlığa dönüştü.

At emirleri, kasaba ve çiftçileri himayelerine aldılar, vergileri ve tarlaları hesaplarına kattılar. Urkhun, itaatsiz klanları sadece kendileri istediklerinde değil, her emrettiğinde yanlarında savaşmaya zorlayarak disiplin altına aldı. Fakat, devlet olma durumunun ve yüklerin gelmesiyle, birlik olma ruhu kayboldu. Urkhun ölünce, torunlarının hala Kuzait hanlığını yönetmelerine rağmen diğer klanlar, yüksek otoriteyi temsil eden dokuz at kuyruklu sancağı taşıyanların kendileri olması gerektiğini düşünmeye başladılar.
Kuzait Hanlığı, Orta Asya bozkır halklarından esinlenmektedir. Moğolların gizli tarihinin büyük ölçüde dikkate değer belgelerine göre, yalnız bir kaçaktan dünyanın gördüğü en büyük imparatorluğun hükümdarlığına yükselen Cengiz Han'ın ittifakı muhtemelen en bilinen örnektir. Khuzaitler kısmen Moğollara, ve aynı zamanda Moğolloarın daha alçakgönüllü kuzenleri olan ve küreselden çok bölgesel güce sahip Avarlar, Göktürkler, Kıpçaklar ve Hazarlara dayanırlar.

Göçebeliğe dönük krallar, fethettikleri halkların birçok kültürel yönünü hızlıca almışlardır. Bu yüzden çeşitli Moğol ve Türk hanedanları, kendilerinden önce gelen Çin ve İran hükümdarları gibi giyinmiş, ziyafetler vermiş, tapınmış ve topraklarını onlar gibi yönetmişlerdir. Ancak, engin yeşilliklerdeki miraslarını hala sevgiyle hatırladıları da açıktır. Uygurların başkenti Ordu-Baliq (Karabalgasun)'u ziyaret edenler, atalarının keçe çadırlarında olduğu kadar, surları korurken de rahat hissettiği açık olarak hanın, sarayının üzerine büyük bir yurt inşa ettiğini yazmışlardır. Kuzaitlerin yerleşim yerlerinde, bu kültürel karışımı yansıtmaya çalışıyoruz. Sunduğu güvenlik ve zenginlikler ne olursa olsun bir kağana boyun eğmek istemeyenler için de eski alışkanlıkların izinden giden ve küçük bir ülke olan Karakergitlerimiz var.
Kuzaitlerin askeri gücü, ateş gücünü hareket etme özelliği ile birleştiren atlı okçularıdır. Bilgisayar oyunları, geleneksel olarak atlı okçular için doğru dengeyi sağlamada zorlanırlar – Prthianların Carrhae'de (şimdiki Harran) Crassus'un lejyonlarını sildikleri gibi, bazen düşman yenilene kadar erişilmez olarak kalabilirler ancak, savaşa getirilebilir ve tıpkı Hun Attila'nın Catalaunian alanlarında Aetius tarafından bozguna uğratıldığı gibi yenilebilirler. En hızlı atlı okçuların bile yakın dövüşten sonsuza kadar kaçamamalarının birçok nedeni vardır – atların dayanıklılığı, okların temini, ordu yükünün korunma ihtiyacı ve su kaynağının sağlanması gibi. Genellikle atlı orduların Kalka Nehri ya da Malazgirt gibi en büyük zaferleri son yakın dövüş hamleleri ile sona ermiştir. Bunu göz önünde bulundurarak Bannerlord, savaş alanının kontrolünü daha önemli hale getirmek için çalışır; bu yüzden bir çatışma, genellikle bir çarpışmanın başlangıcıdır ve atlı okçu orduları hem komuta etmek, hem de dövüşmek için heyecan duyarlar.
